top of page

KAYIP VE YAS SÜRECİ


Sevdiğimiz Birini Kaybettiğimizde…

Kayıp ve yas süreci kişiye özeldir. Her birey bu deneyimi kendine göre farklı şekillerde yaşar. Değer verdiğimiz birsinin ölümünün verdiği üzüntü ile baş etmenin tek bir “doğru” ya da “normal” yolu yoktur. Yas süreci bireyi duygusal, fiziksel, ve zihinsel olarak etkiler. Değer verilen birinin ölümü beklenen bir durum olsun ya da olmasın, kişinin yaşayabileceği en büyük acıdır.

KAYBIN ARDINDAN GELEN İLK TEPKİLER

İnkar: Yakın olduğumuz bir kişinin bir daha hiç gelmemek üzere gittiğine inanmak çok zordur. Bir çok insan, ilk başta buna inanmayı reddeder.

Hissizlik: Yaşanan şoktan ötürü, zaman zaman kişi ”hiçbir şey hissetmiyormuş”, sanki içinde ne olumlu ne olumsuz hiçbir duygu yokmuş gibi hisseder.

Öfke ve İsyan: Ölüm gözümüze adaletsiz görünür. Birçok kişi ölümü “acımasız” bir deneyim olarak algılar ve “neden? Diye sorgulamaya başlar. Öfke ve isyan gibi duygular, özellikle önünde uzun yıllar, gerçekleştirilecek birçok hayaller olduğuna inanılan genç bireylerin “zamansız” ölümlerinden sonra yoğun olarak yaşanır.

Derin Acı: Bu acı hem fiziksel hem de psikolojik olarak yaşanabilir. Birçok birey, yakın olduğu kişinin vefatının ardından bu acının sonsuza dek süreceğini düşünür.

Suçluluk: ‘Keşke’lerle dolu cümleler başlar. Kişi kendini söylediği ya da söylemediği, yaptığı ya da yapmadığı şeylerden dolayı suçlamaya başlar. Suçluluk, özellikle intihar eden bireylerin yakınları tarafından yoğun olarak yaşanır.

Depresif Duygu Durumu: Çok üzgün ve mutsuz hissedilir. Hayattaki her şey anlamsız görünmeye başlar.

Değişken Duygu Durumları: Bu değişkenlikleri deneyimlemek ilk başlarda oldukça korkutucu görünse de aslında ço0k normaldir. Üzgünken, aniden sinirli hissetmeye başlanabilir, ya da hiç umulmadık bir anda ağlanabilir.

KAYIPLARIN ARDINDAN GELEN ÜZÜNTÜ VE STRESLE NASIL BAŞEDİLİR.

Kayıp ve yas sürecinde yaşanan üzüntü nasıl bireysel ise, bu üzüntü ve stresle baş etme stratejileri de bireyseldir ve kişiden kişiye değişir. Yas, kişilik özellikleri, eğitim seviyesi, hayat tarzı ve bireyin içinde yaşadığı sosyo-kültürel ortam gibi çeşitli faktörler, stresin bireylerde değişik şekillerde deneyimlenmesine sebep olur.

Bunları Denemeniz Size Yardımcı Olabilir!

· Ölüm ve ölen kişi hakkında çevrenizdekilerle konuşun! Onlarla, ölen kişiyle aranızda geçen özel anılarınızı paylaşın. Herkes sizi tam olarak anlayamayabilir, ama anlayanlarda çıkacaktır. Bu sayede, çevrenizdekilerde sizin neden farklı davranmaya başladığınızı anlayabilirler ve sizde kendinizi daha ‘anlaşılmış’ ve ‘kabul edilmiş’ hissetmeye başlayabilirsiniz.

· Ölümle ilgili kendinizi sorumlu tuttuğunuzu, suçladığınızı fark ettiğiniz durumlarda, her zaman her şeyi öngöremeyeceğinizi, belirli şekillerde davranırken kendinize göre sebeplerinizin olduğunu hatırlamak (veya hatırlatmak) acıların hafiflemesine yardımcı olabilir.

· Daha önce yakın olduğu birini kaybetmiş, sizin yaşadıklarınıza benzer şeyler yaşamış kişilerle de konuşun. Onlardan çok şey öğrenebilirsiniz.

· Ağlayın… Ağlamak, yas-kayıp sürecinin en önemli parçalarındandır ve oldukça sağlıklıdır.

· Yazın, okuyun, resim yapın, fotoğraf çekin… Size kendinizi iyi hissettirecek herhangi bir uğraş edinin.

· Kaybedilen kişinin fotoğraflarından oluşan bir albüm hazırlayıp, onun hatıralarını ölümsüzleştirebilirsiniz.

· Kaybedilen kişinin özel eşyalarından oluşan bir koleksiyon yapabilirsiniz.

· Ölen kişinin anısına ithaf edeceğiniz bazı etkinlikler düzenleyin. Bu, bir sergi ya da tiyatro oyunu düzenlemek gibi topluma yönelik bir etkinlik olabileceği gibi, muhtaç olan bir kişiye maddi yardım yapmak, ölen kişinin en sevdiği yemeği pişirip sevdiklerine ikram etmek gibi şeyler olabilir.

· Yaşadığınız kaybın ne zaman bitmesi gerektiğine dair kendinize bir zaman sınırlaması koymayın. Bunu yapmak stresinizi daha da çok arttıracaktır. Kayıp-yas süreci soz konusu olduğunda, bunun ne kadar süreceğini saptamak imkansızdır, çünkü bu kişiden kişiye değişebilen bir süreçtir ve ne yazık ki duyguları çabucak atlatmamızı sağlayan sihirli bir ilaç yoktur.

· Bazı kişiler dini ya da kültürel etkinliklerde huzur bulduklarını söylerken, bazıları anılarını daha kişisel yöntemlerle canlı tutmayı tercih ederler. Bir kesim insan, hiçbir özel girişimde bulunmadan, sadece günlük hayatlarına her zaman olduğu gibi devam etme yönüne giderler. Zaman zaman, normalde olduklarından daha yoğun bir tempo ile çalışıp kendilerini meşgul tutmaya çalışanlarda olur. Bu ‘başa çıkma’ yöntemlerinin hiçbirinde bir yanlış yoktur.

· Yaşadığınız duyguların gidip gelmesine izin verin. ‘Bir gün öyle bir gün böyle’ olmanız oldukça normaldir.

· Eğlenmek ve gülmek için kendinize izin verin. Bunları yapıyor olmanız, sizin ölen kişiyi unuttuğunuz, ya da geride kalanlara saygı duymadığınız anlamına gelmez. Bu sadece, hayatın devam ettiğinin ve zamanın her şeyin ilacı olduğunun bir kanıtıdır.

Yakın Bir Geçmişte Yakınını Kaybetmiş Bir Kişiye Nasıl Yardımcı Olabiliriz?

· Şefkatli olun.

· Ona duygularını rahatça ifade edebilmesi için güveli ve sıcak bir ortam yaratın ve iyi bir dinleyici olun.

· Ona yaşadığı sürecin getirdiği sıkıntı ve stres belirtilerinin çok normal olduğunu anlatın.

· Eğer ihtiyaç duyduğunu düşünürseniz, profesyonel psikolojik destek alması için kişiyi yüreklendirin.

· Ölen kişiyi hiç tanımamış olsak da, onu yakından tanıyan ve acı çeken bir bireyin çevresinde bulunmak oldukça ağır ve zor gelen bir deneyim olabilmektedir. Bu durum, sizin de geçmişte yaşadığınız acı bir deneyimi tetikleyebilir. Bu nedenle, kendinize de iyi bakmayı unutmamalı ve gerekli olduğunuz düşündüğünüzde mutlaka uzman kişilerden psikolojik destek almaya başvurmalısınız.

 
 
 

Yorumlar


bottom of page